Osman İşmen

Dizi Müzikleri

Şu anda müzik eleştirileri konusunda yazacağım ilk yazımı dizi müziklerine ayırmak istiyorum….

Bu konu uzun zamandır aklımı ve sinirlerimi kurcalayan bir konu maalesef….

Türkiye'de Müzik denen sanat dalı insanların ruhuna hitap edecekken maalesef ruhunu daraltıyor…..

Bunu yazarken bir müzik adamı olarak değil tamamen halktan biri olarak görüşlerimi yazıyorum…

Halk olmanın diğer bir anlamı ise Türkiye'de ''Halk nasıl olsa bir şeyden anlamaz ne versek kabul eder'' mantığı ile hareket edenlerin davranışlarına göre bir tanımlamadır Halk…..

Halbuki toplum her şeydir ve kendine verilen herzeyi doğru ve güzel olarak kabul etmek mecburiyeti içinde değildir…. toplumu oluşturan çeşitli sosyal statüdeki ve değişik sosyoekonomik düzeydeki ve kültür farklılığındaki kişiler aynı programları akşam olunca seyretmek zorunda bırakılıyor…..aslında bu çoğu zaman bir seyir değil adeta işkence oluyor….tabii ki bunu bu şekilde gören de var görmeyen de var …bu kişiden kişiye değişir…

Şimdi yavaş yavaş konunun teknik detaylarına girelim isterseniz…..öncelikle dünyanın hiçbir medeni ve gelişmiş ülkesinde dizi süresi 4 saat olamaz tabii Ortadoğu ülkeleri ve Hindistan belki buna dahil değildir…akşam haberler sonrası saat 20.00 olunca bir hafta öncesinin özeti ile başlıyor eğlencemiz !!!! 

Saat 21.00 olunca da yeni bölüm devreye giriyor….saat 24.00 e kadar insanı TV karşısına bağlıyorlar…..burada dizilerin senaryo içeriklerine de değinmemek elde değil….bazen senaristlerin ilkokul mezunu bile olduğundan emin olamıyorum…inanılmaz basit ve seviyesiz diyaloglarla insanı çıldırtmayı başarabilen bir senaryo anlayışı var……eğer bu senaryolar toplumun kültürel açısından en alt seviyesine göre yazılıyorsa bu bence çok büyük bir yanlış…. 

Eğer dizi biraz reyting almaya başlamışsa o senaryo çiklet gibi uzadıkça uzatılıyor 2 dakikalık bir diyalog 10 dakikaya çıkıyor …sanat toplumun seviyesine göre yapılmaz toplum sanata doğru yükseltilir ve doğrusu budur….burada kendi müzikal hayatımdan kısa bir örnek vermek isterim…..zamanında Ahmet Kaya müzikleri ve kullandığım senfonik aranjman teknikleri ile kırsal kesim insanına senfonik müzik şehirde yaşayan entelektüel kesime de otantik müzik dinlettim….

Tekrar dizilerimize dönersek müzik her zaman görselliği destekleyen en büyük olaydır…. bir aksiyon sahnesi müziksiz düşünülebilir mi? Romantik bir sahne müzikle birleştiği zaman değer kazanır…hatta müzikler bazen görsel sahnelerin önüne geçebilir….

Örnek olarak LOVE STORY VE GOD FATHER filmlerini gösterebiliriz ….belki o sahneleri unuttuk ama müzikleri hala kulaklarımızda çınlamaktadır….en önemli konu müziklerin dizi içindeki kullanım süreleridir…..yabancı dizilerde zaten bölümler 50 dakika civarında ve bunun toplasanız müzikli kısmı 5-6 dakikayı geçmez o da en kuvvetli sahneleri güçlendirmek içindir ve asla konuşmaları engelleyecek bir volümde kullanılmaz o müzikler….gelelim bizim dizilere 240 dakikalık dizinin 230 dakikası müzik… böyle bir şey ne mantığa sığar ne de doğrudur…..her sahne altında saçma sapan konuyla ve sahneyle ilgisi olmayan gürültüler ….maalesef gürültü diyorum özür dileyerek çünkü çoğu zaman bunlara müzik bile denemez….dizi müziklerinin bu kadar uzun kullanılmasının sebebi bestecilerin meslek kuruluşlarından saniye üzerinden telif almalarından kaynaklanıyor….ve bunun ıstırabını da çekmek biz seyircilere düşüyor….gelelim enstrüman seçimine besteci ve aranjör hangi enstrümanı seviyorsa baştan sona kadar o enstrüman ağırlıkta oluyor ..hele devamlı çalan bir keman ve viyolonsel belli bir süre sonra sinirleri etkiliyor ama çoğu kişi bunun teknik olarak farkına varmadan bir rahatsızlık hissediyor ve bu da belli bir süre sonunda kulaklarda travma yaratıyor….müziklerin teknik yapısı çok azı hariç tam bir felaket bozuk akort mu arasınız yalan yanlış armonimi ararsınız….bir de çok dikkatimi çekiyor 2 mezürlük bir motif yazıp art arda 30-40 kere çalıyorlar buda insanı çileden çıkarmaya yetiyor da artıyor bile…..bu rezillikler arasında diziye de konsantre olamayıp geceniz zehir oluyor…..birde bu scoring işini yapan arkadaşlar volümleri şuursuzca yüklüyorlar….adamlar konuşurken altta bangır bangır müzik sesi…bir restoran sahnesinde restoran içinde ambiyans müziği çalarken alttan ikinci bir müzik döşüyorlar yani tam bir facia aslında bir tek JENERİKLER fena değil gerisi evlere şenlik….

Türkiye'de RTÜK denen bir kurulun bunu incelemesi lazım…. çoğu maalesef vasıfsız ve müzik yoksunu kişilerin elinde bu sıkıntıları acaba daha ne kadar çekeceğiz …..

Saygılarımla

Osman İŞMEN