Osman İşmen

Müzikte Değişim Yılları ve Doksanlar

1980 li yılların başına dönersek 12 Eylül'den sonra Türkiye her açıdan büyük bir değişim içine girmişti buna müzik de dahildi.

Pop müzik yerini daha Arabesk Fantezi ve Türk Müziğine bırakmaya başlamıştı.

Bunu fark eder etmez yoğun bir şekilde Türk Müziği ve Türk Halk müziğini öğrenmeye başladım ve Ferdi Özbeğen ve Nilüfer ile başlattığım çok sesli Türk sanat müziğinin gerçek ve sağlam temellerini o yıllarda attım.

Halk bu polifonik ama yerli müziğimizi sevdi bunda ben ve benim gibi aranjör arkadaşlarımızın katkısı çok büyüktür.

O güne kadar işitmediği zenginlikte müzikler duymaya başladı. Şarkıcı profilim bayağı değişmeye başlamıştı birçok Alaturka Assolistin albümlerini yapmaya başlamıştım.

İlk Bülent Ersoy'un "Biz Ayrılamayız" Albümü büyük ses getirdi. Ardından çalıştığım solistler Muazzez Abacı , Ahmet Özhan, Zekai Tunca, Nalan Altınörs, Meral Mansuroğlu, Ayşe Tunalı, Hüner Coşkuner, Gönül Akkor, Gülden Karaböcek, Faruk Tınaz, Pınar Altınok, Mine Koşan, Muazzez Ersoy, Zeki Müren, İbrahim Tatlıses ve daha birçoğu.

1970 li yılların sonuna doğru Ferdi Özbeğen ile başlattığımız Piyanist şantör akımı bu yıllarda daha da gelişti Cengiz Kurtoğlu, Atilla Kaya, Arif Susam, Metin Kaya gibi daha bir çok Piyanist şantörün albümlerini yaptım. Bu esnada Ahmet Kaya ile başlattığım protest müzik akımı da gelişmeye başladı. Ferhat Tunç ve Fatih Kısaparmak, Uğur Işılak, Yusuf Hayaloğlu başlıcaları oldu

Fatih Kısaparmak Osman İşmen'le Nasıl Tanıştı?

Fatih Kısaparmak, Şahin Özer vasıtasıyla bana geldi "Kilim" albümü yapılmış fakat fazla bir ses getirmemişti. Birlikte ilk albüm olan "Yarına Kaç Var" ı yaptık ve albüm inanılmaz patladı. Ardından satmayan Kilim albümünü de sürükledi bu müthiş bir başarıydı. Bunun üzerine sanırım 93 veya 94 yılıydı "1 Eylül Dünya Barış" günü münasebetiyle Şahin Özer Fatih'e Açık Hava Tiyatrosunda bir konser yapmayı planladı ve benim şefliğimde 60 kişilik bir orkestra ile Fatihin lansman konseri oldu. Salon tıklım tıklım doluydu ve seyirciler arasında Ahmet Kaya da vardı. Ahmet sinirinden çıldırdı ve salonu kısa bir süre sonra terk etti.

Kıskandı yapılan olayı bana da kızdı kendinden başkasına da böylesine büyük iş yaptığım için. Aradan zaman geçti Ahmet, "Koç ile Sevgi Duvarı" adlı albümü yaptı ve hayatının en büyük darbesini yedi, zira 1,5 milyon tirajlara ulaşan Ahmet 100 bini bile yakalayamamıştı.

Ahmet Kaya Neden Osman İşmen'e Gitti?

Birgün stüdyoda ofisimde oturuyordum bu arada 1989 da stüdyoları Mecidiyeköy'e taşımıştık o dönem Türkiye'nin en büyük stüdyolarıydı (Arı Yapım Stüdyoları). Kapıda bir baktım Ahmet ''hoş geldin'' dedim ''Abi ben kürkçü dükkanına geri döndüm her şeyin şarkıcıda bittiğini sanıyordum ama yanılmışım iş sende bitiyormuş'' dedi.

Bu kadar da dürüsttü. Hemen "Başım Belada" albümünü çıkardık daha o tarihlerde rock müziği ortalarda yokken biz rock denemesi yaptık ve albüm çıktığı gün rekor satışlara ulaştı.

İbrahim Tatlıses Osman İşmen'i Neden Sevemedi?

Muazzez Ersoy ile nostalji serilerini yaptık ve büyük satış rakamlarına ulaştı bu albümler. Aynı tarihlerde Erol Köse o günlerde prodüktörlüğünü yaptığı İbrahim Tatlıses'i getirdi bana ve 3 albümlük bir çalışmaya başladık. Bu albümler o güne kadar gelen İbrahim e farklı bir boyut kazandırdı benim elimde. Arabesk söyleyen bir şarkıcıyken senfonik orkestra ile Kayahan şarkıları söyleyen bir İbrahim çıktı ortaya. Albüm çok başarı kazanmıştı ama İbrahim benimle çalışmaktan çok mutlu değildi çünkü ben onun kumanda edeceği bir müzisyen değildim. Onun mantıksız isteklerini anında reddediyordum.

Benim yanımda sakin ve nazik olmaya çalışıyor bu da onu çok mutlu etmiyordu müzikal anlamda hiçbir şeye karıştırmıyordum ''sen sadece şarkınI oku gerisine karışma'' diyordum zira istekleri onun o güne kadar alışageldiği çalışma düzenine uyuyordu ama bana asla uyan davranışlar değildi. Üç albümden sonra yollarımız ayrıldı ama hayatını ve vizyonunu değiştiren çalışmalar oldu bu albümler. Toplumun her kesimine ulaştı bu sayede bu da ona çizdiğim müzikal strateji sayesinde oldu.