Tuğba Özerk: 'Türk pop müziği her zaman kalıcı olacaktır'

Nur Ahlatcı: "Bir kadın düşünün on parmağında on marifet. Samimi, sıcak bir sohbet. Adeta iki arkadaşın bir araya gelince dürüstçe dertleşmesi, içini şeffaflığı ile açması gibi işte bu sohbet tam bu kıvamda oldu. Yakın geçmişte birçok radyo programımda kendisi ile sohbet etme fırsatını yakaladığımda içtenliği ile her defasında kendisine bir kez daha hayran bırakmasıyla beni defalarca kez heyecanlandıran bir isim o Tuğba Özerk."
Kendi cümlelerini bire bir değiştirmeden, sohbet havasında sizler için kaleme aldım bu kez. İstedim ki bu samimiyet sizlere de fazlasıyla geçsin. Bir şarkı ile hiçbir makam bilmeden, teknolojinin tüm nimetlerinden yararlanıp 'Sanatçı' diyerek lanse edilenlerin daha birçok fırın ekmek yemeleri gerektiğinin örneği olsun istedim ayrıca. Okurken eminim sizler de sevgili Tuğba Özerk ile bire bir sohbet ediyormuş gibi o tadı yakalayacaksınız bundan şüphem yok. Röportaj teklifimi geri çevirmeyip beni kırmadığı için de kendisine teşekkür ederek başlamak istiyorum. Hepinize keyifli okumalar diliyorum.
NUR AHLATCI: Sevgili Tuğba Özerk, son tekliniz "İhanet"e gelmeden önce aslında konuşulacak o kadar şey birikti ki hangisi ile başlasam diye düşünmeden edemiyorum. İlk solo çalışmanızdan günümüze bu kadar çok fazla hit şarkıyı yorumlamış olmak ve zirvede olmak size nasıl bir sorumluluk yükledi?
TUĞBA ÖZERK: Öncelikle çok teşekkür ediyorum bu güzel röportaj soruların için. "Zirvede olmak" sözü çok keyifli, çok kıymetli bir söz ama; zirve bence daha da çok hep çıkılması gereken bir şey. Bu bir yol ve yol arkadaşlarım ile beraber yürüdüğüm bir yol. Çok güzel işler yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Bunun takdir ediliyor olması çok kıymetli ve bunun sorumluluğunu her zaman taşıyorum. İnşallah hep böyle ileriye devam ederek yol arkadaşlarımla, iş arkadaşlarımla sizler gibi dostlarla devam edip güzel işler yapmaya devem edeceğiz.
NUR AHLATCI: Tuğba Özerk neden bu kadar samimi ve egosuz bir sanatçı? Radyo programlarımda da sizi ağırladığım için bunu biliyorum bu sebeple tarafsız bir şekilde soruyorum.

TUĞBA ÖZERK: "Ego" aslında bir parça insanın taşıması ve olması gereken bir durum. Fakat düşündüğümüz yansıyan şekilde o egosantrik davranışlar bana göre hiç değil. Evet çok radyo programında birlikte olduk söylediğin gibi ve çok güzel samimiyetler yakaladık. Ben öncelikle insanı çok seviyorum. Yaşayan bütün canlıları çok seviyorum ve hiçbir şekilde hiç kimsenin birbirinden üstün olduğuna inanmıyorum. Herkesin bir yeteneği vardır o yetenekleri doğrultusunda güzel şekilde işini yapmaya çalışır. Biz de işimizi yapıyoruz. Mütevazı olmak her zaman hayatta bence daha da güzel bir şekilde ilerlemeyi getirir. Yeri geldiğinde tabii ki iddiamızı ortaya koyuyoruz. Ama dediğin şekilde o egosantrik davranışlar sergilememek çok kıymetli. Herkese de bunu tavsiye ediyorum öncelikle.
NUR AHLATCI: Birçok isim sound olarak farklı şeyler deneyip z kuşağı ile bağlantı kurmaya, sesini duyurmaya çalışırken Tuğba Özerk'in bu tarz kaygılarının olmadığı aşikar. Bunun sebebini elbette kemikleşmiş hayran kitlesi biliyor ama merak edenler olabilir onlar için neler söyleyebilirsiniz?
TUĞBA ÖZERK: Anlıyorum ki bazı sanatçı dostlarım da tabii ki denemeler yapıyorlar. Popüler kültürün içerisinde yer alan şeylere ayak uydurmak istiyorlar ama Türk pop müziği her zaman kalıcı olacaktır. Türk hafif müziğinden gelen bugünlere kadar her zaman kalıcı olacaktır. Ve ben bir Türk pop müzik sanatçısıyım. Popüler müziği temsil eden bir sanatçıyım ve bu pop kültürünü de devam ettiriyorum. Tabii ki bu kaygılar oluyor zaman zaman düşünüyoruz ekibimizle "Acaba bu niye böyle oldu? Bunu doğru mu yapıyoruz?" diye. Fakat ben çoğunlukla kendi şarkılarını da kendi yazan bir sanatçı olarak bunun bu şekilde devam etmesini uygun görüyorum. Kaygıları da bir kenara bırakmak lazım. Yaptığımız işlerin bugüne kadar çok çok güzel olduğunu ve çok sevildiğini gördüğüm için de bunu devam ettirmeyi tercih ediyorum. Beğeniliyorsa ne ala çok teşekkür ediyorum.

NUR AHLATCI: Sevgili Tuğba; magazinden ne kadar uzak durmaya çalışsan da göz önünde bir sanatçı olarak zaman zaman hakkında asılsız gündem haberleri çıkarıldığı zaman senin tepkin ne oluyor?
TUĞBA ÖZERK: Magazinin bir parçasıyız aslında bakarsan. Popüler kültürün insanları ve popüler kültür sanatçıları çoğunlukla magazinin bir parçası. Biz kopamaz bir bütünüz magazinle de. Bazı şeyler istem dışı olarak bu haberler çıkabiliyor ve bazı yanlış yansımalar olabiliyor. Kimseye de kötü bir şey demek istemiyorum. Şöhret biraz ateşten gömlek o yüzden de bu şöhretin bedelini ödüyoruz bu şekilde. Çokta tepki göstermemeye çalışıyorum müdahale edebileceğim bir şey varsa ve doğru değilse bunun doğru olmadığını gösterip ispat etmeye çalışıyorum. Çünkü beni seven insanlara yanlış bir şeylerin aksettirilmesini hiçbir zaman tercih etmem ama çokta büyük bir şey yaptığım söylenilemez bazen çıkan haberlere de gülüyoruz geçiyoruz.
NUR AHLATCI: Radyoya ya da Tv kanalına bir şarkı ve klip ulaştığı zaman müzik direktörlerinin hemen yayın akışına aldığı çok ender isimlerden birisin. Senin radyo ve Tv ile aran nasıl? İyi bir radyo dinleyicisi ya da Tv izleyicisi olduğun söylenebilir mi?
TUĞBA ÖZERK: Radyo açısından bakarsak; radyolarda uzun yıllardır hit şarkı çıkarmış bir sanatçı olarak tüm radyocu dostlarıma teşekkür ediyorum. İnanıp koşulsuz şartsız güvenip hemen listelere alınıyor olması benim için çok kıymetli. Ben her zaman iyi bir radyo dinleyicisi oldum, artık uygulamalar var uygulamalardan bile radyoları takip edebiliyorsunuz. Dünya radyoları olsun, bizim radyolarımız olsun radyo çok seviyorum. Evde mutfakta bir şeyler yaparken mutlaka radyo açıktır. Ben o sevgiyi duyguyu radyoya karşı hep koruyorum. Televizyonları da tabii ki takip ediyorum. İzlediğim programlar var ama müzik benim için daha çok ön planda kalıyor diyebilirim.

NUR AHLATCI: Hedefi hep 12'den vurmanın temel nedeni söz ve besteci kimliğinin olması diyebilir miyiz?
TUĞBA ÖZERK: Söz ve besteci olmamın şunda da etkisi var; başka bir şarkı seçerken melodik yapısını, sözünü bunları eğitimli bir sanatçı olarak algılayıp, koklamak onlarda çok önemli. Kendi yazdığım şarkılarımda da içimden gelen bütün gerçek duyguları, gerçek hissiyatları, acılarımı, sevinçlerimi her şeyi samimiyetimle yansıtıyorum. Bence en önemli nokta da hedefi 12'den vurma konusunda samimiyetten geçiyor diye düşünüyorum.
NUR AHLATCI: Sahnede olmazsa olmaz dediğin ritüellerin var mı?
TUĞBA ÖZERK: İyi niyetlerim ve dualarımla sahneye çıkmak benim için çok önemli. Onun dışında sahnede olmasını istediğim şeyler ekibim ile alakalı. Çok titizlikle çalıştığım için dikkat ederim. Özellikle göz teması benim için çok önemli. Ekibimdeki dostlarımı sahnedeyken görmek isterim. Gözlerimizle konuşur hale geldiğimiz için onlar da bunu bilirler ve bu da ritüele döndü diyebilirim.
NUR AHLATCI: Gelelim "İhanet"e. Balat bir şarkı ve listelerde çok hızlı bir şekilde yükselip yerini koruyor. Şarkının hikayesinden biraz bahsedelim mi?
TUĞBA ÖZERK: Sözü müziği bana ait bir eser. "İhanet", aşkta ihanete uğramış bir kadının anlattığı bir eser olsa da ben genel olarak hayattaki en büyük ihanetin sevdiklerin, dostların tarafından olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla biraz üzücü de olsa hepimiz biraz ihanete uğramışızdır, illa aşk olarak değilse de hayatımızda uğradığımız ihanetleri anlattığım bir eser aslında. Çokta güzel bir şekilde ilerledi ve sevildi.

NUR AHLATCI: "İhanet"te kimler ile çalıştın?
TUĞBA ÖZERK: Özerk Müzik'ten çıktı. Özerk Müzik'ten ikinci eserimi paylaştım. Bundan önceki "Sahibinden Satılık"tı. Sevgili Murat Yeter ile çalıştık, çalışıyoruz. Son üç eserim dahil olmak üzere daha önce bir "Çalkala" eserimiz vardı. Aykut Gürel proje albümünde sevgili Murat Yeter yaptı. "Sahibinden Satılık" ve ardından "İhanet" hatta buradan da söyleyebiliriz ki yedi sekiz şarkı daha bitirdik Murat Yeter prodüktörlüğünde söz ve müzikleri bana ait. Bir tane Murat Güneş eseri var, onlar da yakında. Artık düşünüyoruz albüm mü olacak diye, tam onun planını yapıyoruz danışmanlarım ile beraber.
NUR AHLATCI: Klipte bedenini sardığın 40 kiloluk halıdan biraz bahsedelim mi? Bu sahne kimin fikriydi?
TUĞBA ÖZERK: Gerçekten çok konuşulan o halı haberine gelecek olursak fikir tamamen benimdi. Doğu Anadolu bölgemizde kadınların kök boyalar ile yaptığı bir halı. Uzun yıllardır da benimle beraber. Benim için çok kıymetli. Çünkü gerçekten sırtında taşınabilecek bir emek olduğunu düşünüyorum ve birçok söz ve bestemi o güzel halım üzerinde oturarak yazdığım oldu dolayısıyla da "İhanet"e de biraz biliyorsun depresyon hırkası derler ya depresyon battaniyesi derler biraz benim için de galiba bu kıymetli halı depresyon halısı oldu sırtıma attığım. Hem emeği çok güzel sırtımda taşımaktan hem de onu o şekilde yansıtmaktan memnun oldum işin gerçeği.
NUR AHLATCI: Tuğba Özerk kendisini müzik olmasaydı nasıl anlatırdı?
TUĞBA ÖZERK: Müzik olmasaydı kendimi nasıl anlatırdım gerçekten bilmiyorum. Başka hiçbir iş yapmadım hayatımda. Bir çalışma hayatım olmadı, eğitimim de zaten müzik konusunda. Sözlerle de anlatabilirdim belki ama, müzik olmazsa nefes alamazdık. Hepimiz için bence geçerli. Melodiler hepimizin ruhuna işliyor. Bizlere iyi geliyor. İyileştirici gücüne inanıyorum melodilerin.
NUR AHLATCI: Müzik Habercisi okurları için neler söylemek istersin?
TUĞBA ÖZERK: Son olarak bütün okuyucularınıza hem sevgilerimi iletiyorum. Müzik ile dolu, sağlık, mutluluk ve huzur diliyorum. Savaşların olmadığı, çocukların ölmediği, mutlu mesut olabileceğimiz, birbirimize sarılabileceğimiz günlerde hep beraber olmak üzere. Sevgilerimi gönderiyorum.
" width="560" height="314">
Tüm Yazıları