Yaşar Bazancir ile dostluğumuza sevgili Habil Ceyhan vesile olmuştu. Daha dün gibi anımsıyorum. Dolayısı ile Habil'ime tekrar bir teşekkürü borç biliyorum. Siz, biz derken uzun süre saygıdan aşamadığımız saatlerce sürebilecek bol kahkahalı, bol teşekkürlü konuşmalarımızı sonunda sen, ben kısmına zar zor taşısak bile bazen hala nedensizce gülümsemelerimin nedeni olmaya devam ediyor bu durum. Şimdi sizleri biraz Bingöl'de dolaştırıp sonra Paris sokaklarında Yaşar Bazancir ile koyu bir sohbete bırakacağım.

 Nur Ahlatcı: Bize biraz Bingöl'den bahseder misin? Çocukluk yıllarında neler yapardın Bingöl'de? 

Yaşar Bazancir: Bingöl dediğimde aklıma çocukluk yıllarım; eğitim ve öğretim hayatım geliyor. Samimi bir şehir. Küçük bir semtte oturuyorduk.

Nur Ahlatcı: Bazancir ne anlama geliyor? bunu hep merak etmişimdir.

Yaşar Bazancir: Türkiye'nin Güney Batı Anadolu Bölgesi'nde yaşayan bir kelebek türüdür.

Nur Ahlatcı: Biz radyo ve TV spikerleri olarak dünyaya anlatmak için gelen insanlarız. İyi ve güzel olan her ne varsa. Sen anlatmaya ne zaman karar verdin? Bu cevheri keşfeden kim?

Yaşar Bazancir: Lise yıllarımda bir arkadaşımın tavsiyesi ile bu aşk başladı. Radyoda spiker ilanı vardı. Arkadaşım önerdi ben de başvurdum ve kabul aldım. Yolculuğum başladı buralara kadar geldi.

Nur Ahlatcı: Peki şiir tutkun ne zaman başladı?

Yaşar Bazancir: Şiir tutkum lise yıllarıma dayanıyor. Edebiyat ve sanat programları yapmamın sebebi de bu zaten. Şairlerin hayatını okumaya araştırmaya küçük yaşlarda başlamıştım. Uzun yıllardır şiir dinletileri yapıyorum. Kısaca hayatımda vazgeçilmez oldu ille de şiir diyorum.

Nur Ahlatcı: Şiir okumak mı, yazmak mı desem hangisi sende ağır basıyor?

Yaşar Bazancir: İkisi de ağır basıyor bende ama okumak daha ağır gibi.

 Nur Ahlatcı: Bingöl'de başladığın spikerlik mesleğin Paris'e nasıl uzandı? Bize bu süreçten biraz bahsedebilir misin?

 Yaşar Bazancir: Bingöl'de 12 yıl boyunca görev aldım. Bu süreçte kalbine dokunmadığım, sesimin girmediği ev yoktu. İçimde hep bir Paris aşkı vardı geziye katıldım. Avrupa'yı dolaştım en son durağım Paris'ti. Ve bu aşk, sanat ve edebiyat şehrini görünce yerleşme kararı aldım.

 Nur Ahlatcı: Türkiye'yi mesleki anlamda Fransa'da temsil ediyor olma düşüncesi seni heyecanlandırıyor mu? Nasıl bir sorumluluk yüklüyor?

 Yaşar Bazancir: Fazlası ile heyecanlandırıyor. Ülkemi temsil etmek, kendi dilimi ve kültürümü Avrupa'ya anlatmak çok heyecan verici hatta gurur duyuyorum. Aşırı bir sorumluluğu var çünkü; kültürüne en ince detayına kadar hakim olmak, doğru anlatmak o sorumluluğu taşımak çok başka bir heyecan ile sorumluluk yüklüyor.

 Nur Ahlatcı: Pimg Radyo ile yolun nasıl kesişti?

 Yaşar Bazancir: PİMG Radio, Paris'e geldiğim dönemde yeni bir oluşumdu. Bir konser sahnemde yollarımız kesişti. Sonrası ise canlı yayın radyo programlarımız, genel yayın yönetmeni ve program koordinatörü derken yolculuğumuz PİMG Radio'da yaklaşık 10 yıldır devam ediyor.

 Nur Ahlatcı: Sadece işin radyo boyutu değil TV ve sunuculuk, şiir dinletilerin derken bir hayli yoğunsun aslında biraz bunlardan bahsedelim mi?

 Yaşar Bazancir: Radyo programlarım haftada 1 gün her çarşamba günü iki saatlik kültür ve sanat programı. Her hafta Türkiye'nin çok değerli sanatçılarını ağırlıyorum ve stüdyo konuklarım oluyor. Şiir ve edebiyat üzerine söyleşilerim oluyor canlı yayında, onun dışında TV çekimlerim var yoğun geçiyor. Televizyon'da iki program yapıyorum kültür sanat ve şiir. Diğeri ise yemek programı "Gel'de Ye" yemek programı Türkiye'nin her bölgesinin yöresel yemeklerini ve kültürünü tanıtıyorum.

 Nur Ahlatcı: Radyo programların kültür ve sanat ağırlıklı birçok sanatçıyı programlarında ağırladığın gibi yeni ve yetenekli sesleri de programlarında konuk olarak ağırlıyorsun. Bunun tercihini yaparken nelere dikkat ediyorsun?

 Yaşar Bazancir: Genelde sesin kalitesi önceliğim oluyor. Bilgi alt yapısı,

kültürü, topluma vereceği mesaj, yorumu, klibin içeriği ve biyografisi iyi olan yetenekli seslere her zaman kapım açık.

 Nur Ahlatcı: Fransız sanatçısı Édith Piaf hayranı olduğunu biliyorum. Peki Türk sanatçılardan son dönemde beğenini kazanan birileri var mı?

 Yaşar Bazancir: Fransız müziği ve kültürüne başka hayranlığım var. Editt Piaf bunun öncüsü çok severim. Son dönemde Türk sanatçılardan beğendiğim Melike Şahin, Mabel Matiz, Melek Mosso, Cem Adrian, Manuş Baba ve birçok sanatçı.

 Nur Ahlatcı: Kitap ve sinema ile aran nasıl? Bize önerebileceğin kitap ve sinema filmleri var mı?

 Yaşar Bazancir: Kitap okumayı çok sevdiğim gibi sinema ve opera hayranıyım çok izlerim. Dünya klasikleri, Oscar Wilde, Wiliam Shekespear, Balzac, Murathan Mungan, Turgut Uyar, Ataol Behramoğlu. Bir Fransız yapımı "Parfüm" filmi ve ödüllere doymayan "Piyanist" filmi favorilerimden. Türk yapımı olarak "Beyaz Melek", "Babam ve Oğlum"

 Nur Ahlatcı: Radyo programında ağırlamaktan en keyif aldığın konukların kimler oldu?

 Yaşar Bazancir: Aslında çok var hepsinden ayrı keyif aldım. Sizin aracılığınızla da hepsine tekrar çok teşekkür ederim. Haldun Dormen, Zerrin Özer, Ayta Sözeri, Ferhat Göçer, İzel, Belkıs Akkale, Selami Şahin, Belkıs Özener gibi birçok sanatçı.

 Nur Ahlatcı: 90'lar ve cover furyasını sen nasıl değerlendirdin? Türkiye için yapılmış en iyi cover şarkılardan bizim için bir Top 5 yapar mısın?

 Yaşar Bazancir: Çok kıymetli 90'ları hatırlatmak. O dönemin sevilen şarkılarını farklı yorumlarla dinlemek çok ayrı bir keyif.

1) Tarkan - İnci Tanem

2) Zerrin Özer- Kıyamam

3) Jale - Unutacaksan Sevme

4) İzel- Kızımız Olacaktı

5) Ümit Sayın - Gül Beyaz Gül

 Nur Ahlatcı: Playlist'inde şarkılarını nasıl oluşturuyorsun? Türkiye'den mailine düşen şarkılar nasıl bir ön elemeden geçiyor?

 Yaşar Bazancir: Sevdiğim ve beğendiğim şarkıları başa alıyorum önce hareketli pop sonra da slow şarkıları sıraya alıyorum. Mailime gelen şarkılarda önce yorumcunun biyografisini okuyorum, sonra klibini çok detaylı izlerim. Kalbe gitmiyorsa şarkı bırakıyorum orda.

 Nur Ahlatcı: Beğendiğin radyo programlarından ziyade ben sürekli takip ettiğin radyo programı olup olmadığını merak ettim?

 Yaşar Bazancir: Çok beğendiğim radyocu arkadaşlarım var eskiden Melon Şapka ve Okan Bayülgen'i çok dinlerdim.

 Nur Ahlatcı: Paris denilince aklımıza aşk geliyor peki senin için 10 kelime seçtim senin aklına neler geliyor? Müze/ Fotoğraf/Radyo/Plak/Kaset/ Stüdyo/ Kayıt/ Sanatçı/ Türkiye/ Arabesk

 Yaşar Bazancir: Müze: Luvre / Fotoğraf: Fransa'da çekilmiş olan insanın yer aldığı ilk fotoğraf / Radyo: Benim Mesleğim / Plak: Edit Piaf ve birçok sanatçılar / Kaset: Nostalji / Stüdyo: Televizyon ve Radio / Kayıt: Çekim ve Reklam / Sanatçı: Vizyon

Türkiye: Köklerim, Vatanım, Özlemim Arabesk: Ruhumu doyurmak için bazen gerekli.

 Nur Ahlatcı: Üzerine dakikalarca güldüğün bir radyo programından kesit aklına gelir mi?

 Yaşar Bazancir: Mikrofonu açık unutmuşum, konuşmalarımı herkes duymuştu o beni çok güldürür.

 Nur Ahlatcı: Radyo ve TV'de alaylılar mı, okullu olanlar mı sektörde daha çok yer almalı?

 Yaşar Bazancir: Öncelikle eğitim kesinlikle şart ama bence ikisi de yer almalı.

 Nur Ahlatcı: Radyo ve TV spikerleri ne zaman bu mesleği yapmaktan sıkılır?

 Yaşar Bazancir: Bu meslek aşktır, tutkudur. Gerçek bir Radyo ve Tv spikeri bu aşk ve heyecandan sıkılmaz. Bence bu tutku ve heyecan ömür boyu sürer.

 Nur Ahlatcı: Dolu dolu geçen bir yaşamın var. Yaşar peki bu yaşamını kitap haline getirmeyi hiç düşündün mü?

 Yaşar Bazancir: Düşünüyorum ama önceliğim şiir kitabı çıkarmak ve ikinci şiir kitabımı Türkiye'nin tanınmış bir sanatçısı ile gerçekleştireceğim.

 Nur Ahlatcı: Sanatın her dalına ilgilisin. Sinemaya nasıl bakıyorsun? Seni ileride senarist ya da yönetmen koltuğunda görebilir miyiz? Bize projelerinden bahsedebilir misin?

 Yaşar Bazancir: Sinemayı çok seviyorum hiç düşünmedim ama şimdi istiyorum sinemada görev almayı. Bir senaryo üzerinde çalışıyorum çok özel bir proje ilerde bir senarist belki de bir yönetmen olarak görebilirsiniz.

 Nur Ahlatcı: Müzik Habercisi okurları için neler söylemek istersin?

 Yaşar Bazancir: Öncelikle bu keyifli, kaliteli ve doyurucu sorular için çok teşekkür ederim. Harika bir sohbet oldu. Müzik Habercisi okurları içinse kültür ve sanattan asla vazgeçmemelerini, iyi bir dinleyici, iyi bir okur olmak lazım gerekliliğini hatırlatmak isterim. Çünkü kültür sanat bir deryadır bitmez, sonsuzdur radyo, tv ve sanat hep olsun. Hayallerinizden asla vazgeçmeyin sabırlı olun. Yapmak istediğiniz mesleği yapın. Asıl cesaret denemektir. Sanatın her dalı hep olsun hayatınızda.