Nur Ahlatcı

SAHİ KAÇ OLDUN? ON YEDİ Mİ?

Geçtiğimiz günlerde Tunç Öz doğum gününü kutladı. Bu yıl onu arayıp kutlamak ya da sesli mesaj göndermek yerine buradan doğum gününü kutlamak istedim. Tunç ile tanıştığımda henüz 16 yaşımdaydım. Neredeyse koskoca 29 yıl oldu. Bu yıllar içerisinde yan yana hiç gelmemiş olsak ve tek kare fotoğrafımız olmasa bile benim için her zaman bambaşka bir yere sahip olduğunu kısaca "radyo ve televizyon sevdamın başlangıcı" diyerek ifade edebilirim. Memleket anılarım, ergenlik dönemimin en güzel hatıraları oldu. Radyodan ulaşan içimi sımsıcak ısıtan samimi bir abi, dost, arkadaş sesi oldu. Zonguldak'a veda edip İstanbul'a doğru yol almadan önce son programında konukları ile birlikte seslendirdikleri "Kardeşin Duymaz Eloğlu Duyar" diyerek devam eden o güzel eser ise ne zaman dinlesem o ana gözyaşlarımı tutamadığım 16 yaşıma beni hızlıca taşıyor her zaman. Yıllar sonra ise ilk şarkısında tekrar karşılaşıp anıları yad etmek en güzel tesadüftü. Spiker olan ben, sanatçı olarak konuğum olan o… Çok keyifli geçen bu sohbet bizler kadar sizin için de su gibi akıp geçecek düşüncesindeyim. Buyurunuz size sektörün, sahnenin tam merkezinden Tunç Öz…

NUR AHLATCI : Tunç Öz yıllardır sahnelerde olan bir solist peki bu yeteneğini ilk nasıl keşfettin?

TUNÇ ÖZ : Müziğin hiç susmadığı, her zaman kulağımızda melodilerin tınladığı bir evde büyüdüm. Zamanla kulak doluyor elbette. Sonra mırıldanmalar başladı tabii ki. Çocukluk döneminde okul koroları, aile meclislerinde "Bir şarkı söyle hadi"ler kendimi keşfetmeme yardımcı oldu. Ama hiçbir zaman, büyüyünce şarkıcı olucam duygusuna sokmadım kendimi. Daha çok konservatuvar yıllarıma dayanır benim bu işi yapmak istiyorum duygumun oluşması. Ki Konservatuvar da dahi ana sanat dalım dans üzerineydi.

NUR AHLATCI : Halk oyunları oynadığın hatta eğitmenlik yapıp birincilikler kazandığın bir dönem de var kısaca bahseder miyiz?

TUNÇ ÖZ : İşte bu dönemler beni konservatuvarın dans bölümüne hazırladı. Halk oyunları lise yıllarıma dayanır. Sonrasında eğitmenlik sürecim oldu. Çok güzel çocuklarım oldu beraber madalyalar aldığımız. Daha sonra işte akademik boyuta geçti, konservatuvar yıllarına taşındı dans sevdam.

"O ÇOK ESKİ BİR HİKAYE"

NUR AHLATCI : Seni biraz eskilere götürmek istiyorum, radyo programları yaptığın dönemlere. Sanırım seni sahnede izleyen birçok hayranın bu yönünü bilmiyorlardır.

TUNÇ ÖZ : O çok eski bir hikaye. 90'lı yılların başı, özel radyoların ilk açıldığı yıllar. Güzel işler yaptığıma inanıyorum radyoda da. Seninle beni de radyo buluşturdu, dostluğumuz o yıllardan oluştu. Sahnede beni dinleyenler çok bilmezler bu yönümü ama özellikle ilk tanıştığım insanlar güzel ses tonum olduğunu söyler. O zaman söylüyorum ben de onlara

NUR AHLATCI : Solist olup şarkın yayınladığın da radyocu geçmişinle de kendini eleştiriyor musun?

TUNÇ ÖZ : Eskiden eleştirirdim. Şurası şöyle mi olsaydı keşke diye. Ama artık çok takılmıyorum radyolarda bence şarkı bile olmayan şeyleri duyduktan sonra.

"REYTİNG KAYGISI"

NUR AHLATCI : Sence radyoculuk ve televizyonculuk dediğimiz meslekler güncelliğini yitirdi mi? Sebepleri neler?

TUNÇ ÖZ : Güncelliğini değil de ruhunu yitirdi bence. Bunun nedeni tabii ki reyting kaygısı.

NUR AHLATCI : Sahneye çıkarken totemlerin var mı?

TUNÇ ÖZ : Var... Yıllardır değişmez. Aslında yalnız olmayı severim sahne öncesi. Kendimle kalıp, heyecanımı yaşamak hoşuma gidiyor. Ama tabi her zaman olamıyor. Ekip işi malum. Son saniyeye kadar bir telaş oluyor sahne arkasında muhakkak. "ALLAH Utandırmasın" der sahneye öyle çıkarım.

NUR AHLATCI : Sahnede en çok yorumlamaktan keyif aldığın eser hangisi?

TUNÇ ÖZ : Sezen şarkılarını çok severim. Keyifle okurum. Son dönem yeni seslerin coverlarını da, onların yorumladığı gibi okumayı da seviyorum.

NUR AHLATCI : Repartuvar belirlerken nelere dikkat ediyorsun?

TUNÇ ÖZ : Nerede, nasıl bir kitleye şarkı söyleyeceğim belirler aslında. Orada olma amaçları da önemli. Şirket organizasyonları, gece mekanları, düğünler... Hepsinin ayrı repertuvarı var aslında.

"İSTANBUL'A BENDEN ÖNCE SESİM GELDİ"

NUR AHLATCI : İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı yıllarına dönecek olursak, İstanbul'a yerleşme kararının ilk ayağı buydu diyebilir miyiz?

TUNÇ ÖZ : Öyle olmadı, konservatuvar İstanbul'a yerleşme sürecimden sonra gelişen bir durum oldu. Ben, aile büyükleri İstanbul'da olan biri olarak kendimi bildim bileli bir ayağım İstanbul'da büyüdüm. İstanbul'a yerleşme sürecim radyo programcılığım dönemine denk gelir. Hatta hep söylerim, İstanbul'a benden önce sesim geldi sonra ben geldim. Program kayıtlarımı dinlediler sağ olsunlar sevdiler beni İstanbul'a getirttiler. Sonra onu televizyonculuk dönemi takip etti. Seslendirme yaptığım yıllar oldu. Aslında baktığımızda, gerek sunucu gerekse şarkıcı olarak hayatımı hep sesimle kazanmışım.

NUR AHLATCI : İlk albüm yapma kararın neden sahnede yer aldığın on yıl sonra geldi?

TUNÇ ÖZ : Ben o zamanlar o 10 yılın farkında bile değildim ki. O kadar yoğun geçti ki o yıllar. Sonra hadi artık dediler, e hadi bari dedim ilk albümü mü çıkarttım sonrasında.

NUR AHLATCI : "Teşekkürler" albümünde hangi eserler vardı?

TUNÇ ÖZ : Selami Şahin'in Tapılacak Kadınsın şarkısının bir cover'ı vardı. Emre Kaya'nın şarkısı zaten albüme adını verdi. Sevgili Murat Balkan hem müzik direktörü oldu hem de Dipsiz Kulat'ı verdi. Pek çok şarkı var.

"BEN O STRESİ YÖNETEMİYORUM"

NUR AHLATCI : Aktif olarak sahne alan bir solist olmana rağmen neden yayınladığın teklilerin arası bu kadar uzun?

TUNÇ ÖZ : Hahhahahha... Ben o stresi çok yönetemiyorum sanırım. Hayatım bitiyor o şarkı çıkana kadar. Aslında çok şarkı var okuyup okuyup üst üste çıkartmak istediğim ama hazırlık aşaması çok stresli. Bir şarkı 5 kere aranje edilir mi, ben ettiririm. O mu olsun bu mu olsun hepsi de mi güzel derken aklımı yitiriyorum. Artık bunlarla uğraşmıyorum şarkıyı veriyorum ekibe, aranjörün telefonunu dahi almıyorum karışmayayım diye. Son halini revizesi yapılıyor, sadece gidip okuyorum.

"ÇÖPTEN ÇIKARTTIM"

NUR AHLATCI : " Adem ile Havva" teklinden biraz bahsedelim mi? Kimler ile çalışmıştın?

TUNÇ ÖZ : Adem ile Havva'nın sözleri Yasin Günal'a, müziği Hande Ünsal'a ait. Şarkı yazılmış çöpe atılmıştı, çöpten çıkarttım. Buna inanırlar inanmazlar bilmiyorum orasını ama gerçekten çöpten çıkarttım. Sözleri çok hoşuma gitti. Müziğini de Hande yapınca güzel bir şey çıktı ortaya.

NUR AHLATCI : Bu yılın Ocak ayında Soykan Müzik etiketiyle yayınlanan cover yorumun Sultanım'dan bahsedelim mi?

TUNÇ ÖZ : Çok seviyorum çoookkk... Sezen Aksu'nun kalbinden çıkan her şeyi çok seviyorum. Söz müzik tabii ki Sezen... Üzerine söylenecek çok şey yok aslında, sadece çok seviyorum.

NUR AHLATCI : Sezen Aksu şarkıları bir de üzerine üstlük Levent Yüksel tarafından yorumlanmış bir eseri cover yapmak sanırım tecrübenin kanıtıydı diyebilir miyiz?

TUNÇ ÖZ : Yaptığınız iş ne olursa olsun kalbiniz güzel olmalı. Ben şarkıyı Levent Yüksel 'den güzel söylerim iddiasıyla yapmadım ki. Zaten Levent Yüksel den dinlemeyi çok sevdiğim bir şarkı olduğu için okudum. Bir de ben söyleyeyim, böylesi olsa dedim. E tabii ki yılların tecrübesini de aldım arkama. Kötü de olmadı bence.

NUR AHLATCI : Tekrar bir cover gelir mi yoksa biz müzik severler yine beklemede mi kalacağız?

TUNÇ ÖZ : Cover şarkı seviyorum. Aklımda da var aslında. Belli mi olur. En kısa zamanda gelir belki.

NUR AHLATCI : Yayınlamayı uygun gördüğün eser seçimlerine nasıl karar veriyorsun?

TUNÇ ÖZ : Şarkının bana yakışacağına inanmam lazım. Burada devreye ekip giriyor tabii ki. Mutlaka dinletirim fikir alırım.

NUR AHLATCI : Tunç Öz kimleri dinler?

TUNÇ ÖZ : Çok alternatif olmayan, ne söylediği belli olan herkesi dinlerim. Öyle hep o diye dinlediğim kimse yok.

"BANA EĞLENMEK İSTEYENLER GELİYOR"

NUR AHLATCI : Sahnelerini izlemeye gelenler nasıl bir Tunç Öz ile karşılaşıyorlar? Hüzünlendirmek mi, yoksa eğlendirmek mi? Kemikleşmiş dinleyicin senden hangisini talep ediyor?

TUNÇ ÖZ : Eğlenceli bir Tunç Öz ile karşılaşırlar. Ben mutlu olmak, mutlu etmek için sahneye çıkıyor şarkılarımı söylüyorum. Araya bir hüzün serpiştiriyorum ama günün sonunda hepimiz gülmeyi hak ediyoruz. Bana eğlenmek isteyenler geliyor o yüzden daha çok.

NUR AHLATCI : Sinema, tiyatro yada sanatın diğer dalları ile ilgili misin?

TUNÇ ÖZ : İyi bir film izleyicisiyimdir. En son Almadovar'ın Yan Oda filmini izledim. Elimden geldiğince kaçırmamaya çalışırım vizyon filmlerini.

NUR AHLATCI : Kitap okur musun? Ne tarz kitapları tercih edersin?

TUNÇ ÖZ : Doğrusu, eskiden daha çok okurdum. Algı biraz değişiyor zamanla. Teknoloji 'ye bağımlılık biraz köreltiyor sanırım eski alışkanlıklarımızı maalesef. Roman severim. Kafamın yoğun olduğu dönemlerde daha bölüm bölüm giden farklı hikayelerin yer aldığı kitapları tercih ediyorum.

"MENFEAAT"

NUR AHLATCI : Müzik sektörü sence ne kadar şeffaf ve samimi?

TUNÇ ÖZ : Çok fazla değil bence. Pasta çok büyük değil. Muhakkak ki menfaat göz ediliyor insanlar arasındaki ilişkilerde.

NUR AHLATCI : Sektörde samimiyet kurduğun ve uzun yıllardır dostluk sürdürdüğün kişiler var bunu biliyorum. Buna dayanarak arkadaşlık ve dostluk tercihlerinde hep isabetli kararlar verdiğini söyleyebilir miyiz ?

TUNÇ ÖZ : Dostluklarım uzun sürelidir, sen de biliyorsun. Beni tanıyanlar da bilir. Kolay dostluk kuramam ama genelde doğru dostluklar kurduğumu düşünüyorum.

NUR AHLATCI : Kendinde tahammül edemediğin yönlerin ile iyi ki böyleyim dediğin yönlerinden bahsedebilir misin?

TUNÇ ÖZ : Öyle çok dayanılmaz bir durumum yok sanırım. Gayet kendiyle barışık bir adamım. Gerçi herkesle barışık olma halim de var. İyi ki böyleyim diyorum. Savaşmayı sevmiyorum. Çetrefilli işler kafam çok basmaz.

NUR AHLATCI : Müzik Habercisi okurları için neler söylemek istersin?

TUNÇ ÖZ : Öncelikle sana çok teşekkür ederim, beni bu sohbete dahil ettiğin için. Seninle aynı işin içinde olmak benim için büyük keyifti her zaman. Okuyucularına çok sevgilerimi yolluyorum buradan. Umarım keyif almışlardır onlar da.

" width="560" height="314">