1974'ten beri " Benimle Oynar mısın'a 'evet ' diyor ,onu hala dinliyor ona hala seviyorlar sevenleri. Şimdiye dek çıkardığı sekiz albüm, kuşaklar değişsede hala aynı ilgi ile karşılanıyor. Ve şimdi onun şarkılarını onun için söylüyor sanatçı dostları.... " Herkez bir gün 15 dakikalığına da olsa meşhur olacak" öngörüsü çoktan gerçekleşti.Andy Warholl'un.Tüm dünyada ve tabi , çağı bazı yerlerinden yakalamakta geri kalmayan Türkiye'de de. Herkez gibi yaşayan ' Emel'lerin kocasına bıçaklayınca birdenbire 'Sharon' oluverip film çevirdiği , adi bir cinayet davasının zanlısından ve mağdurundan TV dizisi kahramanı yaratıldığı , şarkı söylerken aynı anda takla atıp birde ağlayabilerin haber bültenlerinde ' sanatçı' diye konu edildiği , ertesi gün hemen unutuluverdiği bir ülkede , çeyrek asır önce bir albümün hala satmasının 'haber değeri ' var olarak doğal yeni açılan sitemizde . Öncelikle bu yüzden , ilk konuğumuz konuğumuz Bülent Ortaçgil .İkincisi , şarkılar Bir Oyundur adlı , farklı bir çalışmasıyla yeniden karşımızda olduğu için.Üçüncüsü bu çalışma farklı müzikal zevklere ve uğraşlara sahıp sanatçıların , Bülent Ortaçgil şarkılarını yeni düzenlemelerle yorumlamalarından oluştuğu , bu alanda ilk olduğu için. Bülent Ortaçgil'le , Tribute albümü ve geçmişten günümüze popüler Türk müziği ve sektörü üzerine konuştuk. Bize biraz yeni çalışmanız Şarkılar Bir Oyundur'dan bahsedermisiniz ? İlk önce şunu söylemek istiyorum , bu proje benim projem değil belirli bir sahibi yok, projeyi bana Ada Müzik önerdi, herkezin eşit oranda katkısı var. Şarkılarımı farklı türlerde şarkı soyleyen insanlar söyledi. İnsanlara bambaşka bir müzik türünde alışık olmadıkları düzenlemelerle çıktı Bülent Ortaçgil şarkıları.İçinde 22 bestemin yer aldığı Şarkılar Bir oyundurda sanatçı arkadaşlarımız düzenleme ve yorumlama konusunda serbest bırakıldı.Bu albümde çeşitli müzikal zevklere sahip insanlar farklı türlerle karşılacaklardır .Hiç bir zaman bir araya gelemeyecek müzik türlerini söyleyen insanlar benim şarkılarımı söylemek için bir araya geldiler, bence bu olay bu projenin en önemli noktası. Albümün hazırlık aşamasında birden çok sanatçı ile çalışmanın getirebileceği zorluklarla karşılaştınız mı ? , albümün müzikal konsepti nasıl oluştu ? Albümün kayıtları bir yıl kadar sürdü , 22 ayrı yorumcu olduğu için bunun getirebileceği doğal sorunları yaşadık. Kimi sanatçının plak şirketi ile anlaşmasından doğan sorumlulukları , kimi sanatçının çalışma takviminin getirdiği yükümlülükleri vardı , bunlar doğal olan sorunlardı. .Albümün kayıtlarında müzik türlerinde eşit dağılımın olmasına gayret ettik. Yanı Rockçı sayısı ile Popçu sayısını ve diğer türlerdeki yorumcu sayısında bir denge tutturmaya çalıştık.Albümde aynı şarkıyı söylemek isteyenler oldu mesala Benimle Oynarmısına birden çok yorumcu talip oldu , biz başta bu şarkıyı ,bu projeye katılan tüm sanatçıların bır koro eşliğinde yorumlamasını istedik ama insanları bir araya toplayamadık.22 Yorumcuyu birden aynı anda bir stüdyoya sokmak zor bir işti, bizde bu albümde katkıda bulunan yorumcularımıza yaptıkları jestin dışında zorluk çıkarmak istemediğimiz için bu konu üzerinde fazla durmadık.Bu projenin içinde yer almasını istediğimiz üç beş arkadaş daha vardı onları katmaya çalıştık mesela Yavuz Bingöl Plak şirketinden izin alamadı,bu gibi doğal sorunların aşımı ile ortaya çıkan albümün müzikal konseptine bakarken şaşırdığımda oldu tabiiki, çünkü hiç alışık olmadığımız insanlardan tahmin etmediğimiz yorumlarla karşılaşmıştık.Sonuç olarak Bülent Ortaçgil şarkılarını farklı bir lezzet ve yorumla sunulduğu bir albüm yarattık. 1974 den günümüze kadar hala satan albümleriniz var bunu nasıl yorumluyorsunuz ? İnsanlar Türkiye'de çabuk değişiyor, gündem çabuk değişiyor , müzik akımları değişiyor sonuç olarak Türkiye'nin sistemide buna elverişli bir biçimde değişiyor.Tüketime dayalı bir sistem oluşuyor , üç günde bir yeni bir şarkı bekliyoruz, altı gün sonra yeni bir şöhret arıyoruz.Sistem buna öylesine çabuk orient ettiki insanlar çabuk şöhret sahibi oluyorlar, çabuk patlıyor her şey.Ama zamana karşı yarışta var ,insanlar daha az değişen, söylediklerinin arkasında kalan , müzikal konseptini tersine döndürmeyen insanlara saygı duyuyorlar, benim müziğim bu işte,İnsanlara birebir bağlı kalan bir müzik . Benimki insanların bağıra çağıra söyleyipte alkışlarla tempo tutturacağı müzik değil, aksine teke tek düşünüldüğü zaman bir takım incelikleri kavarayabiliyor insan benim müziğimde , işte böyle olduğu zaman müzik zamana kolayca yayılabiliyor. Yeni yüzyıla girerken Bülent Ortaçgil müziğini kimler tüketiyor ?

Benim şarkılarım insanlara belirli dönemlerde bir şeyler ifade edebiliyor.Beni 20 yıl önce takip eden ilk kuşağım şimdi beni takip etmiyor çünkü o kuşak şimdi albüm almıyor,sadece adımı biliyorlar bu adam hala müzik yapıyormu filan diyorlar.Konserlerde karşıma çıkan yüzler hep genç yüzler. Türkiye'de gelişim halinde olan müzik endüstrisini nasıl görüyor ve yorumluyorsunuz ? Müzik pazarının gelişmesinin müzik endüstrisi için yararı var, özellikle benim gibi insanlar için dahada yararlı çünkü büyük paralar getiren prodüksıyonların yanında yeni ürünlerde basılabılıyor.Kimin ne zaman hangi şartlar altında satacağı belli değil , bu nedenle işin mantığıda bunu gerekitiryor.Adam yedinci albümünü yapıyor ama sekizincide bir yere gelebiliyor bunun için sektörde marjinal işleri canlı tutmak için sektöründe para kazanması gerekıyor.Bunun tüketici boyutuda var Türkiye'de hala kitlesel boyutta müzik tüketimi revaçta ama insanlarımız yavaş yavaş bu kitle müziklerine tepkilerini gösteriyorlar en azından ben kızımda görüyorum , bu pop müziği bitsin artık filan diyor , tabiiki bitmeyecek ama müzikte bölünmeler olacaktır , buda sektorün son varacağı noktalardan biri olacaktır. Müziğin kalitesi yetmişlerden günümüze kadarki gelişim süreci içinde hangi yönde değişti sizce ? Müziğe kalite açısından baktığımızda Türkiye'de artık teknik açıdan kaliteli müzik üretildiğini söyleyebilirim, artık dünya ile eşdeğer stüdyolar var bu konuda dünya seviyesinden pek farkımız yok gibi. Ama müziği yapan insanlar , besteciler , söz yazarları ve şarkıcılar açısından baktığımızda o kadar rahat konuşamıyorum.İnsanlar 70 lı yıllarda en azından bır toplumsal dönüşüm yaşıyorlardı şimdi ise sistem kendini insanlara kabul ettirdi ve buda tabii olarak müziğin kalitesine yansıdı.70'lerdeki halk hareketleri bireyin sisteme ve devlete karşı çıktığı ilk yılardı ,bunun kokusunu almış insanların yaptığı müzik ile günümüz sisteminin yaptığı müzik nitelik açısından bayağı farklı.Benim korkum sistemin müzik yapan insanları dahada içine alıp bu sistem içinden çıkacak olan özgür çıkışların asgari inmesi. Müziğin gelişimi ile beraber özellikle doksanlarda bir Art marketing kavramı oluştu, Sizce müzik pazarlanmalımı , Türkiye bunun nerisinde ? İlk once şunu söyleyeyim biz bu son albümümüze klip çekmeyeceğiz, çünkü eğer bu tarz bir pazarlama yaparsak hangi sanatçının yorumuna hangi sebepten ötürü klip çekeceğiz ?.Pazarlama kavramına gelince; Çağımız insanının kafası karışık durumda benimde öyle , eski kavramlarla herşeyi izah ediyor olmamız mümkün değil, o nedenle kafamız karışık.Pazarlama iyi bir şey her yerde kullanılıyor ama Türkiye'de popüler müzik mantığında düşünürsek Unkapanı mantıklı kullanılan pazarlama teknikleri daha emekleme çağında.Amatör , ilkel ve örgütlü değil, müzik ülkemizde daha o kadar örgütlü pazarlanamıyor buda sektörde ki insanların çağdaş organizasyon eksikliğinden kaynaklanıyor. Unkapanındaki organizasyon çabası için bırak çağdaşlığı daha organizasyon çabası bile yok.Bunun için ben günümüz müziklerinin pazarlama tekniklerinden yararlandıklarına inanmıyorum.Bunu yapan insanlar bu kadar donanımlı değiller,Pazarlanmalımı ? İster kabul et ister etme bu bir dünya olgusu . Benimle Oynarmısın adlı şarkınız Türk müziğinde oldukça önemli bir yere sahip bu şarkının Bülent Ortaçgil için anlamı ne ? Benimle Oynarmısının her hangibir anısı yada birine yazılmışlığı yok, sadece albümü yaparken diğer şarkılardan sonra yazdığımı hatırlıyorum. Bazı şarkılar vardır bir şeyi anlatmak için dört dereden su getirirsiniz , ufak şeyler anlatmak için çok söz söylersiniz.Bazı şarkılar ise bir tek cümlesi için kitaplar yazılacak kadar yoğundur , bu bir esinlenme meselesi tabiiki. Benimle Oynarmısın ikinci söylediğimin içine giriyor,yanı az lafla çok şey çağrıştırıyor , her hangi bir yere , zamana bağlı bir kurgusu yok o nedenle otuz yıl sonra bile dinleyen insanlar içinde kendileri ile bütünleştiren bir şeyler bulabılıyorlar. Türk müzik tüketiminde T,V. nin dominantlığı hakkındaki görüşünüz nedir ? İnsanlar dünyada mesela Avrupa'da daha köklü ve zengin geçmiş kültürel alışkanlıklara sahipler.Sinemaya, tiyatroya gidiyorlar , seyahat ediyorlar, konsere gidiyorlar , kitap okuyorlar.Bütün bunları yapabilecek ekonomileri var .Ama Türkiye'de öyle değil bunları yapamayan Türk insanı evinde günde 12 saat TV izlemek zorunda kalabiliyor,tv de seni günde 20 kere gösterirse bir anda star olabiliyorsun.T.V. özellikle Türk Pop müziğini çok iyi kullanıyor. Dünyası sadece TV den ibaret olan bir topluma işte dünya budur diye gösterirsen o senin adapte etmeye çalıştığın dünyayı kabul eder bu kadar basit.Tv. tahmin edileninden çok daha büyük bir etken ülkemizde. Devletin Sanat ve Snatçıya verdiği önem sice kafimi ? Ben kendi adıma devletin sanata karışmasını sadece kaynak bulma açısından yorumluyorum.Ama dünyada hiçbir kuruluş yokturki önce kaynak versin sonrada buyrun kardeşim istedğini yap desin.Devletin kaynak bulması yaratmasına bir şey demiyorum ama sonra sizden talep edeceği şeyler açısından değerlendirildiğinde develetin sanat içinde olmasının pek taraftarı değilim.Devlet Opera balesi süspanse ediliyor ama Türk Pop müziği tamamen ticereten kendini kurtarabilirken , para biriktirirken neden kaynağa ihtiyacı olsunki ?.Caz , opera balesi ve devlet senfoni destekleniyorsa o tarz yaklaşımlar güzel tabiiki ama ben yinede şeyden korkuyorum sonra fitil fitil getirirler adamın burnundan bilmem anlatabildimmi ? Ama sonuç olarak devlet dünyada giderek küçülen bir organizasyon haline dönüşüyor , o küçülen yerde onu sanata bulaştırmayalım derim ben.