Kaan Kısaparmak: 'Müziği Dijitalden Dinlemeyi Tercih Etmiyorum'
"Eğilmem" albümüyle müziğe profesyonel adım atan Kaan Kısaparmak, Müzik Habercisi'nde Prof. Dr. Michael Kuyucu'ya yeni albümünü ve hayatını anlattı. Röportajdan önce çıkanlar şu şekilde:
Küçükken Fatih Kısaparmak Rolleri Keserdim
9-10 aylıkken evimizde olan piyanonun başından hiç ayrılmazdım. Onlarla ilgili bebekliğimde olan videolar var. Ben de izlerken mutlu oluyorum gülüyorum bazen. Müziğe de herhalde böyle başladık. Onun dışında evimizde zaten babam bağlama çalar. Herhalde 3-4 yaşında onu algılayabilirler artık. Şarkı söylüyordum, cüra vardı evde bağlamanın bir ufağıdır çocuklar ilk onunla başlar. Cürayı elime alır aynanın karşısına geçer biraz Fatih Kısaparmak rolleri keserdim kendimce. Öyle öyle başladık. 5 yaşında piyano eğitimine başladım, 8 yaşında ise ana enstrümanım olan bağlama ile şu anda da devam ettiriyorum.
Müziği Dijitalden Dinlemeyi Tercih Etmiyorum
Bağlamaya Türk halk müziği kökeniyle başladım, fakat ben Fatih Kısaparmak, Ahmet kaya ve Selda Bağcan dinleyicisiyimdir. Onların müziklerini ve bestelerini dinleye dinleye tarzım o şekilde gelişti ve ben şunun altını hala çizmek isterim ki, ben müziği dijitalden dinlemeyi tercih eden bir insan değilim. Evimde kendime özel analog teyibim var ve oradan kaset ve plak dinlemeyi severim. İlk "Güneş Bile Üşüyor" eserimi yaptım albümde. Osman İşmen yaptı düzenlemesini. Biz o projeden sonra dedik ki yavaş yavaş çıkmaya başlıyor 4 tane bestem, 3 tane de aranjem var yine. Onlar da çıkıyor arada. Öyle birikince aslında erken diye düşündük daha 17 olduğum için. Ama ben şöyle düşünüyorum özgün müzik artık eskisi gibi şahlı veya pik döneminde değil. Biz hala Ahmet Kayaları dinleriz fakat yeni bir şeyler yapmanın gerektiğini düşündüğüm için bu albümü hazırlamak istedim. Çünkü eskiler hep var. Ben hep şunu söylüyorum röportajlarda da söylüyorum. 20 senedir özgün müzik adına muhteşem bir albüm yapılmadı bence, çünkü gündem çok değişti, müzik çok değişti ve popülarist sisteme hizmet etmeye başladık. Parçaların bütün sözleri müzik kalitesi aynı olmaya başladı. Çünkü döngüye girdi yani melodiler de döngüye girdi. Ben bu algıyı kırmak adına yeni bir genç olarak bu albümü yaptım. Bundan da çok mutluyum.
"Anısı Olması için CD Bastık"
İlk önce 8 eserlik cd değil de 3-4 eserlik maxi single yapmayı denedik. Onun için ben Osman İşmen ile yaptım o parçaları. Osman hoca ile 5 tane çalıştık. Onun dışında cd basmak istedik. Cd'de bir materyal çünkü anısı olması daha iyi. Çünkü hem kendimizin dinlemesi için, hem de sevenlerimize vermek için de gerçekten gerekli bir şey. Onun için 8'e tamamladım. İçinde 3 tane diğer eseri de ben düzenledim.
"Osman İşmen Herkesin İlkidir"
Müziği daha çok aranjörlük üzerine yaptığım dönemlerde akorlardan giderek çalıştım aslında parçayı. İlk önce akorlara çalıştım. Akorları çıkarttıktan sonra melodiyi yaptım. Ben çoğunlukla şarkı sözü ve şiir yazan bir insan değilim. Daha çok bestelemeyi seviyorum. O sıra tabii ki piyanonun başındaydım, çalıştığım akorlar hoşuma gitti ve o besteyi yaptım. Ondan sonra babama devrettim. O da sözünü yazdı. Çok güzel yapan aranjörler de var. Ben her şeyin ilklerin Osman İşmen olduğunu düşünüyorum. Bütün özgüncülerden tut, herkesin ilkidir Osman İşmen ve çok emeği var gerçekten. Onun için ben kendisinin arka planda olmasını hiç istemiyorum. Bu şekilde duyuramıyorum. Onun buna ihtiyacı yok ama geçen programda söylediğimiz parçadan sonra kendisi izliyormuş beni aradı çok teşekkür ettiğini söyledi 40 yıllık bir sanatçı gibi rahat ve profesyonel olduğumu söyledi ve "Sen bir dahaki albümde veya ilk yapacağımız konserde böyle bir sound değil de, 45 kişilik bir senfoni soundunu hak ediyorsun" dedi.
"Dünyaya Açılmak İstiyorum"
Bu yetenekleri tabii ki genlerden alıyoruz zaten. Bir de yaptığım müzik özgün olunca nüanslar ona göre değişiyor. Bugün pop yapsaydım belki sesim nüanstan daha farklı duyulabilirdi ama nüanslar aynı, müzik aynı olunca sözler besteler aynı olunca zaten sesinde kontrol edemeyeceği şekilde yerleşiyor. Şu anda güzel sanatlar lisesi son sınıf öğrencisiyim. Konservatuar düşünüyorum her şeyden evvel. Konservatuvarda yaşamımı sürdürüp müzik kalitemi daha çok ileri götürüp daha çok dünyaya da açılmak istiyorum. Yaptığımız başka film müzikleri de var. Dizi film müziği de çalışıyorum. Orkestrasyon çok önemli. Bir yerli orkestrasyon bilmek, piyano armonisi bilmek gerçekten çok önemli bir şey. Şu anki durumlar böyle. Çok da güzel gidiyoruz. Herkesin özlediği bir tarzdı. Yapanlar hala var. 90'larda yapanlar hala yapıyor ama insanlar yeni bir şeyler veya gençlerden duymak istediler herhalde.