EMRE ÖNBAYRAKTAR , Agresif Müzisyenin İlk albümü

Müziğe aranjörlükle başlayan daha sonra kariyerine "Onlar ve Diğerleri" albümü ile merhaba diyen bir müzisyen, alternatif müzikten hoşlananların dinlemekten zevk alacağı, agresif bir müzisyen.
Emre Önbayraktar'ın müzik kariyeri ne zaman başladı ?
1974 senesinde İstanbul Belediye Konservatuarı Piyano bölümüne girdim. Müzik piyasasında aranjör olarak yaptığım ilk çalışma olan Tuğrul Arsever'in 1992 yılında piyasaya Raks Müzik etiketi ile yayınlanan "Bir tanem" "adındaki albüm oldu, bu albüm profesyonelliğe attığım ilk adım ve müzik kariyerimin de başlangıcı oldu.
Önce aranjörlükle başlayan kariyerinde neden solo albümle devam etti ?
Yıllarca Türk müzik sektörüne hizmet verdim. Birçok insanın heyecanına ve hayallerine ortak oldum. Onlarla birlikte ben de mesleğimde bir adım daha öne çıkmak için yıllarca çalıştım. Bu işin birçok maddi ve manevi sıkıntısına katlandım. Kazandığım tecrübelerimi ve emeğimi, alın terimi bu sefer kendim için harcamaya karar verdim. Önümüzdeki yıllarda geniş zamana yaymayı hedeflediğim bir çok projem var. Bu projelerimi hayata geçirmeden önce, bu güne kadar geri planda tutmayı hedeflediğim Emre Önbayraktar ismini, artık öne çıkartmakla işe başladım. Onlar ve diğerleri albümü benim ilk solo albümüm olmakla beraber, benim için yıllarca omuzlarımda birikmiş olan yükü, ruhumda sıkışıp kalmış olan acıları, beklentileri, başkaldırıyı ve umutları temsil ediyor. Öte yandan benim için yakın zamanda yeni ufuklara koşmamı sağlayacağına inandığım bir 'araç' rolü üstleniyor. Bu sebeplerle böyle bir solo albüm yapma kararı aldım.
Solo albümünde neler var ? Kimlerle çalıştın ? Albümün kurgusu nasıl ?
"Onlar ve Diğerleri" adlı albümümde 12 şarkı yer alıyor. 10 Şarkı Türkçe, 2 şarkı İngilizce.
Albümde adı geçen isimler şunlar: Cenk Eroğlu, Kip Winger, Rod Morgenstein, Andy Timmons ve Kıvanç Kaytanlı.
Albümün içinde klip çekimi sırasında çekilmiş olan fotoğraflarla ve albüm içeriği hakkında geniş detaylara yer verdiğim 24 sayfalık bir kitapçık ve bir adet CD yer alıyor. Buna bir kitapçık diyorum, çünkü bir kitap kurgusu gibi tasarlamaya çalıştım. Albüm konseptinin temelini oluşturan kendi yazdığım kısa bir öykü var içinde. Bu öykünün başrol oyuncuları 'Onlar ve Diğerleri'. Yardımcı oyuncular ve figüranlar ise 'Birileri' rolü ile karşımıza çıkıyor. Öykümüz, finalindeki şarkı isimlerinden oluşan tamlamaların paragraf içindeki kullanımı ile 'umut var' mesajını vererek son buluyor.
Müzisyenlik mi yoksa yorumculuk mu sende daha ağır basıyor ?
Yorumculuk her şarkıyı okuyabilmek ve kendi yorumunu her şarkıya katabilmektir. Bu perspektiften bakarsam ben bir yorumcu değilim. Ben kendi şarkılarını kendi sesi ile ifade edebilen bir solistim. Yıllarca İngilizce şarkılar okuduğum için Türkçe şarkı söylemeye sonradan sonraya alışabildim. Benim işim müzik üretmek. Müzik üretebilen kişi müzisyendir. Ben de bugüne kadar neysem yine o olmaya devam ediyorum.
Albüm yaptıktan sonra hiç "keşke albüm yapmayıp müzisyen kalsaydım" dediğin oldu mu ?
Bir müzisyen, albüm yaparak müzisyen kimliğinden nasıl bir şey kaybedebilir ki? Zira tüm kariyeri boyunca tek amacı insanlara, yaptığı müziği ulaştırmak ve bir gün bu fırsatı eline geçirmiş olan belki de bir anlamda bunu hak etmiş bir müzisyen için bence bu bir ödüldür. Böyle bir ödül hiçbir müzisyeni bu kimliğinden aşağı bir tarafa çekemez. Aksine bu işi yapan gerçekten müzisyense, albüm ve müzisyen kişilik birbirini tamamlamıştır artık yıllar sonra. Eksik birtakım parçalar yerli yerine oturmaya başlamıştır.
Solo albüm yaptıktan sonra ne tarz sıkıntılarla karşılaştın ?
Müzik piyasasının genelde temelden etkilendiği sorunlar bizi de etkiliyor. Perakendeci – Depocu – Tüketici üçgenindeki iletişim kopuklukları zaman zaman albümlerimizin raflarda yeterli adette bulunmamasına yol açabiliyor. Piyasamız çok sıkıntıda. Umarız bu sıkıntılar en kısa sürede aşılır. Bir ülkede, kültürü ve sanatına katkıda bulunmak için yola çıkmış insanların haklarını yeterince alamaması ile ilgili birtakım sorunlar varsa o ülkenin geleceği tehdit altındadır. Bu sebeple öncelikle tüketen insanlarımızın bilinçli tüketici olmaları gerekiyor. Yetkili makamların da sanatı ve sanatçıyı ilgilendiren her türlü sorunla ilgilenmesi gerekiyor. İlgilenmekte yetmiyor. Çözüm getirmesi gerekiyor. Ancak sanat ve sanatçı kavramı o kadar karıştırılıyor ki başka şeylerle… halkımız da bu konuda neyin doğru neyin yanlış olduğunu korkarım ki yanlış değerlendirmeye başladı artık. Umuyorum ki, bilinçli bir şekilde yerleri altüst edilmeye çalışılan değer yargılarımız ve toplumsal bilincimiz, halk olarak kendimize neyin en çok yakıştığı konusunda en doğru kararı vermemizi sağlayacak düzeye daha fazla vakit kaybetmeden ulaşacaktır. Bana göre tüm sıkıntıların temelindeki en önemli sorun bu.
Türkiye'de müzisyen olmak ne anlama geliyor ?
Müzisyenlik bir ülkeye özgü bir şey değildir ki…Müzisyen her yerde, her türlü şartta, gittiği her ülkede müzisyendir. Türkiye' de müzisyen olmak şeklinde bir ayrımın ben ülkem açısından faydalı olacağını düşünmüyorum. Yani bir takım kişiler müziği bilmeden, anlamadan, sadece güzel diye, sadece yakışıklı diye birer medya gülü şeklinde demet demet ortaya çıkartılıyorlarsa bu sadece Türkiye'ye özgü bir kaos değil dünyanın her ülkesinde yaşanan bir kaos. Türkiye' de bu kaostan nasibini alıyor.. belki biraz fazlasıyla alıyor… ama her sürecin bir doygunluk noktası vardır. Ülkemizde de bazı olaylar doygunluk noktasına eninde sonunda gelecektir. Benim gibi düşünen müzisyen arkadaşlarım ise, yani albümdeki hikayemde yardımcı rolü oynayan Birileri, yani bizler, bu doygunluk sürecinin daha çabuk gelip tamamlanması için mücadele vereceğiz.. vermekteyiz de.
Türk müzisyeninin global dünyada şansını nasıl görüyorsun ?
Müzisyenin milliyeti olmaz.. müzik evrenseldir çünkü. Ama milliyetçi duyguları ağır basan müzisyenler olabilir. Ben de vatanını milletini canından çok seven her Türk insanı gibi, bu duygularla yoğrulmuş bir ruha sahibim. Bu benim müzisyen kişiliğime de zaman zaman yansımakta. Konuyu fazla dağıtmadan şunu söyleyebilirim. Bir müzisyen için hedefin ne olduğu önemli olmalı. O hedefe ne şekilde ve ne zaman ulaşacağını hesaplayacak öngörüye sahip olmalı. Dış dünyaya açılmayı hedefleyen bir müzisyenin, yaptığı müziğe gösterdiği yaklaşımın ne kadar çağdaş ve güncel olduğu çok önemli. Bu iki unsuru bir arada yakalayabilmek şansla değil tamamen yaratıcılık ve bilgi ile alakalı. Şans bu noktadan sonra devreye girebilir ancak. Müziğe gereken önemi ve saygıyı gösterdiğimiz takdirde müzik bizi sadece dış dünyaya açmakla kalmaz, bu dünyadan göçüp gittikten sonra bile bizi, geride bıraktığımız şu fani dünyada yaşatmaya devam eder.
Sana göre Türkiye'de müzik , spor ve diğer sanatlara oranla nerede duruyor ? Türkiye müziğe ve müzisyene gereken değeri veriyor mu ?
Türkiye' de müziği ve müzisyen kimliği ile ortada var olmaya çalışan insanlar için önemli olan ne ise, o insanlar sadece onun peşinden koşuyorlar..yani işlerinin ve sanatlarının peşinden koşuyorlar. Böyle olunca medya da onların peşlerinden koşmuyor. O zaman da zannediliyor ki Türkiye' de sanatçıya değer verilmez.. zannediliyor ki Türkiye' de işini dürüstlüğü ile yeteneği ile yapabilen sporcular yoktur.. Aslında zannedilmiyor.. bence öyle zannedilsin isteniyor.
Oysa kafamızı devekuşu misali içine soktuğumuz pop çukurundan nefes almak için çıkartırsak ve etrafımızda namusu ile ve bilgisi ile yaşamaya çalışan değerlerimizin var olduğunun farkına varacağız.
Örnekleri var. İlgi göstermek, değer vermek ve onları arayıp bulmak saygıdeğer medyamızın elinde ve insiyatifinde. Türkiye Cumhuriyeti bu gücü kendilerine vermiş. İstedikleri gibi kulanmakta özgürler.
Türkiye'de müziğin önünü kısan konuların sadece korsan ve MP3 olduğuna mı inanıyorsun ? Sence başka sıkıntılar var mı ? ( dağıtım – müzik şirketleri vs …)
Bu sorunun cevabını az önce diğer soruda verdiğimi düşünüyorum. Orada bahsettiklerimin ötesinde, yapılan müzik üretimindeki kalite ve anlayış çok önemli. Birbirini tekrar eden, filanca gibi olsun.. falanca çok satmıştı onun gibi istiyorum diye ruhsal dengesizlikler yaşayan bilinçsiz kişilerin rahatlama platformu değildir bir ülkenin müzik sektörü. Eğlenceye de hizmet edilir gayet tabii ki, duygulandırmak ta güzeldir.. ağlatmak ta, güldürmekte.. Ama her şeyin önünde bence 'özgün' olmak ve kimseye benzeme kaygısı taşımamak, taklit etmemek gerekir. Taklit ederseniz birisini, ulus pazarında imitasyonu yapılan bir rolexten farkınız kalmaz. Pervane gibi birilerinin ateşinin etrafında dönerek değil, ateşin kendisi olarak var olun. Zaten o ateş içinizde yoksa kendinize bir meslek bulmanız gerekir bence. Bu sıkıntı giderilirse sanırım radyocular da daha bir zevkle programlarında şarkılar çalabilecek.. bu şekilde güzel şarkılar dinleyicilere ulaşacak.. dinleyiciler daha çok dükkanlara gidip albüm soracaklar.. kimi perakendeciler de talepleri karşılıksız bırakmayıp işlerinin gereğini yapma lütfunda bulunurlarsa albüm satışları hareketlenecektir bence.
Emre Önbayraktar'ın bundan sonraki hedef ve projeleri nelerdir ?
Her şeyden önce sağlık diliyorum Allah'tan. Sağlık olmalı ki projelerimizi gerçekleştirebilelim.
İlk hedefim, Sevgili yapımcım Ergun Tekarslan' ın kurmuş olduğu Altek Müzik yapım etiketi ile piyasaya çıkarttığımız ilk solo albümüm olan 'Onlar ve Diğerleri' ni son damlasına kadar Tüm müzikseverlerimize tanıtmak.
Tüm geliri Çağdaş Yaşam ve Türk Eğitim Vakfı'na bırakılmak üzere gerçekleştirmeyi planladığım yeni bir proje var. Bu da sanıyorum benim ismimi biraz daha fazla sayıda insanımıza duyurmamda yardımcı olacak.
Diğer bir projem ise, henüz 25 dakikalık bir süresinin kayıtlarını tamamlayabildiğim, tamamı 55 dk civarında olan bir Cumhuriyet Senfonisi. İstersem bir Oratoryo gibi, ister bir opera gibi, ister bir müzikli modern dans gösterisi şeklinde sunulabilecek şekilde kurguladığım adını şimdilik saklı tuttuğum bir projem var.
Diğer bir proje ise, yaklaşık 3,5 yıldır sevgili tiyatro yönetmeni arkadaşım Murat Altınok ile beraber çalıştığımız çok önemli ve hepimizin yakından bildiği, önemli bir yazarımız tarafından kitabı da yazılmış olan bir konunun ilk defa, büyük bir cesaretle sahneye koyma projesi. Ciddi bir müzikal.
Bütün bu projelerimi Altek Müzik çatısı altında yeni kurduğumuz birbirine destek olan ve sinerji yaratan insanlar ile beraber yavaş yavaş, ama emin adımlarla gerçekleştirmeyi hedefliyorum.

